Merhaba arkadaşlar,
Bugün Erasmus’taki diğer öğrenciler ile planlanan bir geziye katıldım. Gezimizde Slovakya’nın başkenti Bratislava’da bulunan Devin Kalesi’ne gittik. Dönüşte de şehir merkezini görme fırsatımız oldu.
Bratislava’ya bağlı Devin ilçesinde bulunan bu kale bana söylenene göre, Slovakya’daki en eski kalelerden biriymiş. Zaten bENCE, kaleden ziyade bir yıkıntıyı harabeyi andırıyor.
Öte yandan kalenin nehre bakan tarafı çok hoşuma gitti. Fakat bunun dışında Devin Kalesi’nde kayda değer bir şey yoktu 🙁
Devin Kalesi’nden sonra Bratislava Old Town’a geldik. Şehir genel olarak biraz küçük, insanları genelde soğuk ve sessiz. Old Town adından da anlaşılacağı gibi, “eski şehir”de binaların tarihi havası hep korunmuş durumda. Zaten bu durum çoğu Avrupa ülkesi için geçerli.
Bratislava merkezinde turistlerin buluşma noktası iki heykel mevcut. “Çalışan Adam” ve “Şapkalı Adam” heykelleri. Şehre gelen her turist bu heykellerde fotoğraf çektiriyor. Ayrıca Çalışan Adam Heykelinin kafasına dokunmanın şans getirdiği söyleniyor.
SSCB’nin dağılmasıyla bağımsızlık ilan eden Çekoslavakya; Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’nın birleşmiş bütününün adıydı. Daha sonra 1993 yılında Slovakya, Çekya’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etti. Şu anda parlamenter cumhuriyet sistemiyle yönetilen Slovakya’nın Cumhurbaşkanlığı Köşkü de bir hayli gösterişli.
Slovakya’nın birçok yerinde sanat galerisi, opera gibi sanatla ilgili binalar görebilirsiniz. Merkezi bir konumda olan ve tramvayla ulaşılabilen Ulusal Slovak Tiyatrosu’nda sık sık tiyatro, opera, bale etkinlikleri düzenleniyor. Slovakça bilmediğim için tiyatro olmasa da operaya gitmeyi düşünebilirim 🙂
Genel olarak baktığımızda, İstanbul ile karşılaştırınca küçük ve oldukça sessiz kalsa da Bratislava, kısa bir tatilde görülebilecek güzel ve tarihi bir şehir.
Bir sonraki yazımda görüşünceye dek hoşça kalın… Sorularınız, görüş, öneri ve yorumlarınız için siz de aşağıdaki yollardan benimle iletişime geçebilirsiniz.
